Çok yakında en güncel haliyle...

    En son haberler

    Disk birleştirme nedir? Ne işe yarar? Nasıl ve ne sıklıkla yapılmalıdır?

    Disk birleştirme nedir? Ne işe yarar? Nasıl ve ne sıklıkla yapılmalıdır?

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Merhaba.Bu yazımda sizlere bilgisayarımızın performansını gözle görülür şekilde arttıran bir uygulama olan Disk Birleştirme (defragmentation) hakkında bilgi vereceğim.Sırasıyla;

    Disk Birleştirme (defragmentation) ne işe yarar? Faydaları nelerdir?
    Bilgisayarınızda ki tüm veriler harddiskte kayıtlıdır.Bilgisayarınızda mp3, word, excel, resim, video vb. bir dosyaya erişmek istediğinizde harddisk üzerindeki optik okuyucu devreye girer ve sektör sektör arama yaparak erişmek istediğiniz dosyayı bulur ve kullanıcı arayüzüne (monitör) aktarımını sağlar.Bu olay bazen saniye bile sürmez iken bazen dakikalar alabilir.Bunun sebebi bilgisayarımıza yaptığımız kaydedip silmeler, yükleyip kaldırmalardır.Örneğin; Bir oyun yüklediniz, bir süre sonra sıkılıp oyunu kaldırdınız.Bu gibi yükleme ve kaldırma işlemleri, verilerin disk içerisinde parçalanmasına sebep olur.Bu nedenle optik okuyucunun istediğimiz dosyayı parçalanmış verilerin arasında bulun bize ulaştırması daha fazla zaman alacaktır.

    Şöyle düşünelim; masanızın üzerinde bir dosya dolusu evrak var.Patronunuz sizden dosya içerisinden 24.12.2014 tarihli evrağı bulmanızı istedi.Dosya içerisindeki evraklar tarih sırasına göre mi yoksa rastgele dizilse mi daha kolay bulursunuz?Tabikide tarih sırasına göre dizili olsa daha çabuk ve kolay bulursunuz.Disk birleştirmede buna benzer bir olaydır.Disk içerisindeki verileri belirli kriterler kullanarak düzene sokar ve erişimini kolaylaştırır.

    disk birleştirme
    Disk Birleştirme (defragmentation) nasıl yapılır?
    Sırasıyla; Bilgisayarıma giriyoruz, disk birleştirme yapmak istediğimiz sürücünün üzerine sağ tıklayıp açılan pencerede en altta yer alan Özelliklere tıklıyoruz.Karşımıza diskimizin özelliklerini gösteren pencere açılacak.Açılan pencerede Araçlar sekmesine tıklıyoruz.Açılan sekmeden Disk Birleştirme kutucuğunun yanındaki Şimdi Birleştir butonuna tıklıyoruz.Karşımıza Disk Birleştirici penceresi çıkacak.O bölümden birleştirmek istediğimiz diski seçip Diski Birleştir butonuna tıklayarak birleştirme işlemine başlayabilirsiniz.Birleştirme süresi diskinizin içerisinde bulunan parçalanmış dosya oranına göre değişebilir.Disk birleştirme işleminiz bittiğinde uyarı verir ve size bir rapor sunar.

    Disk Birleştirme (defragmentation) ne sıklıkla yapılmalıdır?
    Ayda bir kez yapmanız yeterlidir.Çok sık kayıt silme, yükleme kaldırma işlemi yapıyorsanız haftada bir kez yapmanızı önerilir.

    NOT: Disk Birlerştirme sırasında herhangi bir işlem yapmamanız önerilir.

    Yakışıklılık Değil, Dış Görünüş

    Yakışıklılık Değil, Dış Görünüş

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Kadınların seveceği beğeneceği olan erkek olmak gibi bir misyon yüklendik ve bu erkek olmaya çalışıyoruz. Bu erkeğin özelliklerinden dış görünüşe bir göz atalım istedim tekrardan.

    Dış Görünüş: Yakışıklılık o kadar önemli değil demiştik. Bununla beraber dış görünüş önemlidir. Dış görünüşe neler dahildir. Temiz ve ütülü kıyafetler giymek, temiz ve yapılmış saçlar, kesilmiş tırnaklar, şekillendirilmiş kaşlar (Recep İvedik gibi gezmenin alemi yok- yarı kaçırıp Etilerde sahne alacak gibi de yapmayın), burun kılları sarkmasın, kulak işleri çubukla hafta da 1 veya 2 kere temizlensin, parfüm kullanımı önemli. Ayakkabılar ne kadar düzgünse o kadar iyidir. Ayakkabılar aristokratlığın simgesidir. Tarlada çalışan çiftçinin ayakkabısı temiz olmaz ama Aristokratın olur.Kemer ile ayakkabı uyumu özellikle de çorap seçiminize dikkat edin dedim . En çok zorlayanı da budur. Her zaman hazırda uygun renkli temiz çorap bulunmaz ama yine de dikkat etmek gerekir. Dişlerinize bakımı ihmal etmeyin, hem sağlık hem de görünüm açısından önemlidir ve Jugler’in de dediği gibi "gülmek en iyi baştan çıkarıcıdır".

    İnsanın dış görünüşü vitrinidir. Şimdi dış görünüşü sadece giyim kuşam olarak algılamamak gerekir elbette. "damat gibi" dedikleri şekil giyinmişsin ama hafif kambur, dizler kırık küçük adımlarla yürüyorsun ne anlamı var? "Bir çuval inciri berbat etmek" diye ben buna derim işte. Yürüyüşünde o kendine güven görünmeli bi kere. Mütebbessim bir ifade ile başın dik yürüyeceksin. Bedenin dik. Ezik sünepe duruş olmayacak.
    dış görünüş
    Hani diyelim şöyle 10 numara

    Dik durmak ve karşımızdaki kişi ile dik olarak konuşmak güvenli bir insan olduğunuz izlenimini verir.

    Yapılan araştırmalar bir kişiyi ilk kez gördüğümüzde kıyafetleri, saçı başı, duruşu ve aksesuarlarını inceleyerek ilk 3-5 saniye içinde onun hakkında bir yargıya verdiğimizi gösterir. Nasrettin Hocanın ye kürküm ye meselesi de buradan gelir zaten. Kadın senin kolunda bir pamuk prenses edasında kralın onun onuruna verdiği baloya girebileceğini hayal edebilmelidir. Seninle gelin yolunda yürüyecek olsa gurur duyabilmelidir.
    Kadına; "Bu erkek beni taşıyabilir" dedirtebilmelisin.

    Biri ile önce tanışacaksınız sonra birbirinize ısınma faslı başlayacak. Bu ilk başlar tavla gibidir. Dış görünüş önemlidir. İnsanların iletişimden çok kullandıkları duyular görme ve işitmedir. Herkesi görür ve belki herkesi işitiriz. Yakınlaşırsak dokunur çok yakınlaşırsak karşıdakinin tadına bile bakarız.:)

    İletişimde duyular görece diğerine göre önemlidir. 
     1-Görme 
     2-İşitme 
     3-Koklama 
     4-Dokunma 
     5-Tatma

    Görüldüğü gibi "görme" herkes için geçerli o zaman en önemli olaylardan birisi de dış görünüş. İnsanın dış görünüşü o kadar önemli ki aslında iş yaşamında ki başarıya kadar her şeyi belirliyor.

    Yapılan araştırmalar hakim önüne gelen yuvarlak hatlı insanların taksirli (kusurlu, hatalı) suçları işlemiş olabileceği yönünde hakimin karar vermesini kolaylaştırdığını gösteriyor.

    Karşıda ki sert yüz kemiklerine ve köşeli hatlara sahipse hakim bu sefer onun kasıtlı suç işleme olasılığına inanıyor. Hakim bile etkileniyor.

    Kırmızı ışıkta geçen sert hatlı biri ile köşeli hatlı birini polis yakaladığında , yuvarlak hatlı "valla görmedim memur" bey dediğinde memurun inanması kolaylaşıyor çünkü daha çocuksu ve hata yapmaya müsait hatları var görmemiş olması daha muhtemel bilinç altında polisimiz bile yiyor bunu. Oysa sert hatlı bir Kenan İMİRZALIOĞLU düşünün "Işığı görmedim memur bey" "siktir len koca Miroğlu neyi görmüyon aq" diyesi geliyor adamın. Öte yandan tombul yanaklı tatlı şirin Kenan DOĞULU muzu düşünelim. "Yaw Kenan biraz daha dikkat be güzelim herkes haddini bilecek" diyesin geliyor.

    Bu işler böyle dostlar. Beden dili hakkında çok şey öğrenmeniz gerektiği kanaatindeyim. Eller kollar yani jestler, yüz hareketleri yani mimikler çok önemli. Bazen öyle bir yerde hatuna bi göz kırparsın dehşet etkili olur. Kadına karşı bedeninizin direk dönmesi yerine bedeninizin biraz yön değiştirmesi kafanızın ona dönük olması her zaman iyidir. İçinizden ya ben bu kadar şeyi nasıl aynı anda düşüneceğim diyenler olabilir. İnanın yapa yapa otomatikleşecek hepsi. Yürüyüşünüz gülüşünüz kaşınızı kaldırışınız değişecek. Öyle ki ben şu anda monitör karşısındayım ama kimse olmamasına rağmen yazarken mimiklerimin değiştiğini fark ediyorum. Otomatikleştirmişim çünkü. Farkında olmadan yazdığım cümlelere uygun mimikler yüzüme yerleşiyor. Bazen sırıtırken buluyorum kendimi. Bazen bi hususa dikkat edin şeklinde uyarı yazarken bir kaçımın havaya kalktığını fark ediyorum. Yapa yapa ustalaşmak bu olsa gerek .Otomatikleşmenin zirvesi.

    Yerine göre giyinmek başka bir husus. Aslında söylemeye bile gerek yok ama yeri gelmişken birkaç kelam edelim. Rock bara takım elbise ile gitmek, cenazeye ful jöleli saçlar kulakta küpe ile gitmek olmayacak hususlar. Takım elbisenin yeri ayrı, yandan cepli pantolonun yeri ayrı.

    Bütün bunlardan sonra birkaç tavsiye. Kamera varsa değişik tarzlarda yürüyüşünüzü kaydedin seyredin kendinizi analiz edin. Ses kaydı yapın. Şiirler okuyun. Romantik konuşmalar, kısık sesli konuşmalar, derin ve tok sesli konuşmalar, ince tiz konuşmalar, şive taklitleri yapın. Sonra oturun dinleyin kendinizi. Ben bunları hep yaptım zamanında .Ses kaydımı duydum canım sıkıldı bu konuşan ben miyim lan dedim. Sonra tekrar tekrar konuş dinle.

    Yolda yürürken 3 ve daha fazla kişi yürüyorsanız ortadan yürümeye çalışın. Her zaman ortadaki alfadır. Düşünün öğretmen ve öğrenciler koridorda yürüyorlar kim ortada ? öğretmen değil mi? Demek ki ortada yürüyen alfa.

    Mekana girerken en önden girmeye, mekandan çıkarken de en önden çıkamaya özen gösterin. Bu kontrolün sizde olduğunun işaretidir. Arada hatun sizi delirttiği zaman (cilveli triplere girdiği zaman ) ellerinizi iki yana açın baş hizasında; parmaklarınızı açabildiğiniz kadar açın. Avuç içlerinizden çıkan doğrular başınızın 30 cm kadar üstünde birleşecek şekilde dursun (bunu anlayabiliyorsan doğru yoldasın) sonra kıza havaya bak sanki Tanrıya bakar gibi "tövbe yarabbi ya resullah ben ne yapacağım senle" de. Tövbe yarabbi kısmından sonra kızla göz temasına geçerek biraz da gülümseyerek devam et. Eğer dediklerimi becerebiliyorsan. Kızdan "ne var be" "of neee" "heheh" gibi kırıtık kikirdek geri dönüşümler alacaksındır.

    Bu ve bunun gibi bir sürü ince ayrıntı ile uğraşmak zorundadır. Kadının seveceği adam. Zaman zaman ben paylaşayım ama sizde her şeyi devletten beklemeyin canım az çalışın.

    Pua Cemiyeti

    Kadınlar Neden Serseri Erkekleri Severler ?

    Kadınlar Neden Serseri Erkekleri Severler ?

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    serseri adamlar
    Kadınlar hayatta karşılarına çıkan adamları 2 aşamalı bir teste tabi tutup testin sonuçlarına göre ilk etiketlemelerini yaparlar ve işlenmek üzere adamları uygun departmana gönderirler.

    1-Aşama : İyi İnsan – Kötü İnsan Testi
    Bu aşamada kadın, karşıdaki adamın kişilik özelliklerin, giyimini, statüsünü ,eğitimini ve benzeri kriterleri göz önüne alarak bir analiz yapar. Eleğin delikleri büyüktür. Yanımda dolaşabilecek birimi değil mi diye bakar. Diğer kadınların "ayyy sen bununla nerden tanışıyorsun" şeklinde dudak bükerek soru soracakları adamlar çoktan şansını kaybetmiş ve bir sonraki green card çekilişi için sıraya yazılmış durumdadırlar. Bu aşamadan sonra yazılı sınavı geçmiş adamlar "mülakata" tabi tutulurlar.

    2-Aşama: İyi Çocuk – Kötü Çocuk Testi
    İşte bu mülakat aşamasında karı kısmısı en tehlikeli ve erkek milletinin büyüyüp oyunu çözene kadar en çok canını acıtan testi uygulamaya başlarla. Çerçevenizi denerler, Kaltak Denemeleri yaparlar. Neye nasıl tepki vereceğinizi, ne kadar çekici, ne kadar eğlenceli, ne kadar güvenilir bir erkek olabileceğinizi denemek için türlü türlü testler yaparlar. Benim başıma gelen en ilginçlerinden biri  "eski sevgilimden çocuk aldırdım" testiydi. Aslında eski sevgilisinden çocuk falan aldırmamıştı. Sadece "wayy orospuu sen ne zilliymişsin" mi diyecektim yoksa "olabilir normal" diyerek umursamaz bi tavır mı sergileyecektim onu merak ediyordu. Aldığı cevaptan tatmin olmuştu nasılsa; daha sonra bütün kadın pişkinliği ile "ben onu seni denemek için yaptım" diyebilecekti.Bu ve benzeri aşamalarla.. hem serseliğinizi, hem piçlik kıvamınızı , hem görmüş geçirmişliğinizi hem de bunların altındaki o güven verebilirliğinizi deneyeceklerdir. Peki hangisi daha önemlidir kadınlar için.?? Serserilik mi ? yoksa Güven mi ? soralım ey hatunlar.. Okuyanlarda güven diyorlar..ama sadece bizi değil kendilerini de kandırıyorlar. Serseri olmak, heyecanlı olmak, sıra dışı, seksi, farklı diğer o efendi """İYİ ÇOCUK""" larda olmayan şeyleri arayacaklar onlar.

    Ortalıkta bir çok iyi erkek bulabilirsiniz. Çiçek alacak, böcek alacak, balım böreğim diyecek bir çok adam. İYİ ÇOCUK lar eziktir. Kendilerini kadına beğendirmeye çalışırlar. Piçler ise küstahtır. Döngü nasıl işler bilinmez kadınlar kendilerini bu piçlere beğendirmeye çalışırlar. Bir kadın için çevredekilerin "ay ne hoş sevgilin var" demesi dünyanın altın cümlesidir. O deli gibi rekabetçi birbirinin elbiselerinden delirme durumlarını oluşturan kadınlık kompleksinin tavan yaptığı durumdur. Hiçbir kadının katlanamayacağı şey ise arkadaşlarına sevgilimi nasıl buldunuz diye sorduğunda "İyi Çocuk" cevabını almaktır. Katlanılmaz kabul edilemez bir işkencedir "iyi çocuk" lafı. Kadınların dili farklıdır. Kadınlar "bükçe" konuşurlar ve kadın bilir iyi çocuğunun bükçede ki anlamını . ne demektir iyi çocuk bükçe de?

    "İyi hoş, eli yüzü düzgün, efendi, şık falan tamam da bi numarasını göremedik sıradan bi adam işte" demektir. Sıradan adamlar ise sıradan kadınlarla birlikte olurlar. Sadece bir gün giydiği kıyafetin aynısını bile başkasında gördüğünde dünyası başına yıkılan bir kadın nasıl olurda her gün hatta hayatı boyunca başka bi sürü kadında olan bi adamı giyebilir ki?? Olmaz , olmaaaz

    HAYIIIIIIR…

    İşte böyle geçer mülakat süreci, iyi çocuklar hüzünlü , iyi çocuklar isyankar, iyi çocuklar ihanete uğramış bir ruh haliyle durumu çözmeye çalışırlarken, sevgili serseri değişik heyecanlı sıra dışı piçlerimiz çoktan bademcik ameliyatına başlamıştır bile. Pua Cemiyeti

    Ne Oldu? İyiydik Ya?

    Ne Oldu? İyiydik Ya?

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Herşey çok güzel gidiyordu değil mi?Canımlar, cicimler, seni çok seviyorumlar falan filan havada uçuşuyordu.Hayaller, "Bir çocuk yaparız", "Hayır 2 olsun", böyle bir ütopyanın içindeyken içinde bol ayrılık sinyali veren o mesaj gelir.

    ayrılık


     Bir anda yıkılırsın, başından aşağı kaynar sular dökülür.Neden dersin, nerede hata yaptım dersin, herşey yolunda gidiyordu nereden çıktı bu ayrılık dersin.HAYIR !! Aslında hiçbirşey yolunda gitmiyordu.Belki 3 ay 5 ay, belkide yıllarca herşey yolunda sandınız.Ama öyle olmadı.Hatalar yaptın. "Ne hatası" dediğinizi duyar gibiyim.Birkaç tanesini ben söyleyeyim;

    1- Hayatında ondan daha değerli bir şey olmadığını her fırsatta ona hatırlattın
    2- Bırak aldatmayı, yalan bile söylemekten kaçındın
    3- Her fırsatta onun yanındayken ne kadar mutlu olduğunu hatırlattın
    4- Sevdiği her şeyi ezbere bildin
    5- Tartışmalardan sonra hata onda olsa bile alttan alan hep sen oldun
    6- Onun için her şeyinden vazgeçebileceğini ona kanıtladın
    7- Onsuz bir hiç olduğunu anlamasını sağladın
    8- Sürekli o mutlu olsun diye çabaladın
    9- Dünyada herkesten çok onu sevip, koşulsuz bağlandın
    10- Aşkın gerçek anlamının o olduğuna inandığına onun hissetmesini sağladın

    Diyor ki Freud, ne diyor Freud ? " bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz"

    Peki bunlar hata mı? Bunlar bir aşkta olması gereken şeyler değil mi? Tartışmaya açık bir konu...

    Anne Sütü Kansere İlaç mı?

    Anne Sütü Kansere İlaç mı?

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Yapılan çalışmalar sonucunda hakkında yüzlerce makale yayınlanan anne sütünün son olarak da bebekleri kanserden koruduğu ispatlanmış, fakat mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır.Araştırmacılar, laboratuarda  yetiştirilen kanser hücrelerinin anne sütü tarafından öldürüldüğünün ispatlanması ile büyük bir potansiyel ortaya çıktığını belirtmişlerdir.

    İsveç'te Lund Üniversitesi'nde doktor ve immünolog olarak çalışan Catharina Svanborg, anne sütündeki bu mucizevi sırları keşfeden ekipte bulunuyor.Lund Üniversitesi'ndeki bu ekip normal anne sütünün kanserin her çeşidi için bir koruma sağlamasını mucizevi bir keşif olarak adlandırıyorlar.Başlangıçta, yeni doğmuş bebeklerden almış oldukları bağırsak-mukoza hücrelerini anne sütü ile işleyen araştırmacılar, neticede Pnemococcus bakterisi tarafından meydana getirilen ve pneumonia (zatürre) olarak adlandırılan hastalığı, anne sütünün çok iyi bir şekilde durdurduğunu gördüler.

    anne sütü

    Ayrıca anne sütü ile beslenen bebekler, biberonla beslenenlere göre çok daha az duyma güçlüğü ile karşılaşmakta ve solunum sistemi enfeksiyonlarına da çok daha az yakalanmaktaydılar.Birbirini takip eden çalışmalar sonrasında, anne sütünün kansere karşı da bir koruma sağladığı görüldü.Araştırmacılar, çocuklukta görülen Lymphoma riskinin biberon ile beslenen çocuklarda dokuz kat daha fazla olduğunu gösterdikten sonra, aynı sonuçların diğer kanser türleri için de geçerli olduğunu fark ettiler.Çıkan sonuca göre anne sütü kanserli hücrelerin yerini tam olarak belirliyor ve daha sonra da onları öldürüyor.


    Okyanusların Temizlik Devriyeleri: Köpek Balıkları

    Okyanusların Temizlik Devriyeleri: Köpek Balıkları

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Köpek balıklarının asıl görevleri okyanusların temizliğini ve ekolojik dengesini sağlamaktır.Bu dengeyi sağlamak için çok özel duyu ve yetenekleri vardır.Bir damla kanın kokusunu çok uzaklardan fark ederler.Bu hassas koku duyuları sayesinde ölü ve yaralı balıkları okyanustan temizlerler.Köpek balıkları, yaralı ve ölü balıkları temizleyerek okyanusu çöplük olmaktan kurtardıkları gibi, hasta balıkları yiyerek de hastalığın diğer balıklara bulaşmasını önlerler.

    köpek balıkları

    Herşeyiyle bir temizlik görevlisi olarak düzenlenmiş olan köpek balığına, günde 24 saat, hiç durmaksızın devriye görevi verilmiştir.Birkaç türü haricinde köpek balıkları, nefes almak için hareket etmek zorundadır.Bu da onları, sürekli olarak dolaşmak ve denizlerin temizliğini kontrol etmek göreviyle karşı karşıya bırakır.

    Ekolojik denge için bu kadar vazgeçilmez olan köpek balığı, insan için ciddi bir tehdit teşkil etmiyor; fakat insan, özellikle son yıllarda, köpek balığının amansız bir düşmanı olup çıktı.Bugün, küçüklü büyüklü türlerinden her yıl 100 milyon köpek balığının insanlar tarafından öldürüldüğü hesaplanıyor.

    Zaman Hesaplaması Neden Karışıktır?

    Zaman Hesaplaması Neden Karışıktır?

    Yazar: Admin  |   Yorum Yok

    Bir gün, dünyanın kendi ekseni etrafında bir dönüşü tamamladığında geçen süredir.Bunu herkes bilir.Aslında tam da öyle değildir.Çünkü dünya kendi ekseni etrafında dönüşü sırasında yörüngesi üzerinde güneşin etrafında da döndüğünden, güneşten bakıldığında bir tam devri için geçen süre farklı gözlemlenir.

    Bugün bütün dünyanın kabul ettiği zaman sistemine bir bakalım:
    zaman hesaplama

    Bir yıl 12 aydır.
    Bir yıl 52 haftadır.
    Bir ay 28-31 gündür.
    Bir ay 4-5 haftadır.
    Bir hafta 7 gündür.
    Bir gün 24 saattir.
    Bir saat 60 dakikadır.
    Bir dakika 60 saniyedir.
    Bir saniye 100 mili saniyedir.

    Görüldüğü gibi, bir gün kaç saniyedir diye sorulduğunda bile kafadan hesaplanamayacak kadar karışık bir bölünme.Önce gün 24'e, sonra 60'a, sonra bir daha 60'a bölünüyor.Saniyeden sonraki bölünmeler ise ondalık sistemle gidiyor.

    Bir günde niçin 24 saat olduğunu kimse bilmiyor.Bu rakamı güneş saatini ilk kullanan Mısırlılardan kaynaklandığı sanılıyor.Yere dikilen bir taşın gölgesi sabah batıya, akşam doğuya düşüyordu ve Mısırlılar bu arayı altıya bölmüşlerdi.Dolayısı ile bir gün 24 bölüm oluyordu.

    12 sayısı 2, 3, 4 ve 6 ile bölünebildiğinden, o zamanlar en çok kullanılan sayı birimi idi ki, bugün bile düzine adı altında sayı birimi olarak kullanılmaktadır.

    Mısırlılar ayrıca 30 günlük ay ve 360 günlük yıl takvimini uyguluyorlardı.Bugün bir dairenin 360 dereceye bölünmesinin sebebininde bu olduğu sanılıyor.

    reklam ver
    Copyright © 2013 Yüksel Gümüş
    gelcek
    back to top